Ticari hayatın öneminin ve insanlar arasındaki borç ilişkisinin son dönemde arttığı dikkate alındığında senet yollarına çokça başvurulduğu görülmektedir. Belirtmek gerekir ki, senetlerin bedelsiz olduğu halde icra takibine konu edilmesi, takas vb. gibi yollarla kullanılması TCK kapsamında suç teşkil edecektir. Ceza hukukuna ilişkin Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu (TCK mad. 179) başlıklı yazımızı da izleyebilirsiniz.

İçindekiler

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu (TCK mad. 156)

Bedelsiz senedi kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 156. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre,

 “ Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Suçla Korunan Hukuki Değer

Düzenlenen bu suçla ticari hayatın selameti ve güven duygusu koruma altına alınmıştır.

Suçun Faili ve Mağduru

Bu suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Bu konuda kanunda özel bir düzenleme yapılmamıştır.

Suçun Oluşması

Maddede yalnızca bedelsiz senedi kullanma fiilinden bahsedilmiştir. Önemli olan bu noktada kullanmanın ne olduğuna ilişkindir.

Kanun maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere; borçlusunca ödenmiş ve bir suretle elde kal­mış senedi, kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi kullanan, örneğin öden­mesi için icraya başvuran veya başkasına devreden kimse cezalandırılmaktadır. Aynı zamanda senedin ciro edilmesi, bankaya verilmesi, takasta kullanılması, senedin tahsili için dava açılması da kullanma fiilinin karşılığı olarak görülebilir.

Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bu suçu oluşturacaktır. Ancak senedin bir kısmı ödenmişse kişi senedin geri kalanının tahsili için yasal yollara başvurabilir. Bu durumda suç oluşmaz.

Özetlemek gerekirse fail senedin ödendiğini bildiği halde yani bedelsiz kaldığını bildiği halde bedelsiz kalmamış gibi işlem yapması suçtur. Belirtmek gerekir ki, senede konu meblağı üçüncü kişi de ödemiş olabilir bu durumda yine bedelsiz kalacaktır. Bu suçun konusunu hukuken geçerliliği kalmamış senet oluşturur.

Somutlaştıracak olursak örneğin; borçlusuna imzalattığı senedi borçlu ona ödeyip borcunu kapatmasına rağmen bu senedi borçluya teslim etmeyerek hiç ödememiş gibi icra takibi başlatılması fiili bu suçun oluşmasına vücut verecektir.

Suçun Manevi Unsuru

Bu suçun oluşması için genel kast yeterlidir. Suç taksirle işlenemez.

Suçun Soruşturulması ve Kovuşturulması – Görevli Mahkeme

Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Bedelsiz senedi kullanma suçu, şikayete tabi suçlardandır.

Bu hususta görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemeleridir.

Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

“Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.” ( Yargıtay 15. Ceza Dairesi E. 2013/6938  , K. 2015/995 )

 “Dosya kapsamına göre, benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13/12/2018 tarihli ve … karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müşteki vekilinin, şüpheliler tarafından icra takibine konu edilen ve bedelsiz kaldığı belirtilen 1.200.000 Euro bedelli senede ilişkin olarak hukuk mahkemelerinde açılan davalar sonucunda verilen mahkeme kararlarının Yargıtay ilâmları ile onanarak kesinleşmesi neticesinde, şüphelilerin müştekilerden suça konu senetle ilgili alacaklarının bulunmadığı, söz konusu senedin bedelsiz kaldığının sabit olduğu ve bu suretle yeni deliller bulunduğu iddiası ile kamu davası açılmasına yönelik talebine ilişkin olarak, bahse konu hususların yeni delil niteliğinde olup olmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak dosyanın yeniden ele alınması gerekip gerekmediği konularında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” ( Yargıtay 15. Ceza Dairesi, E. 2019/15537, K. 020/3970 )

“Katılanın boşanma sürecinde olduğu dönemde eşine nafaka vermemek için kendi aleyhine sanık lehine 100.000 TL bedelli 10/11/2011 tarihli senet tanzim ederek verdiği, sanığın aldığı bu senede ilişkin icra takibi başlattığı ve evini haciz işlemi yapıldığı, katılanın huzursuz olduğu ve senedin iadesini istediği, sanığın 3500 TL vermesi halinde senedi iade edebileceğini söylediğini ifade ettiği, bu suretle sanığın bedelsiz senedi kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, katılan ve tanıkların beyanı, icra takip dosyası ile tüm dosya kapsamından, sanığın ifadesiyle katılandan alacağına karşılık suça konu senedi aldığını, katılanın borcunu ödememesi nedeniyle senedi icraya koyduğunu, mahkemece katılan vekiline süre verilmesine rağmen hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açılmadığı, sanığın savunmasının aksini kanıtlayacak başka bir delilin olmadığı ve sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını gerektirecek, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına yönelik gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.”   ( Yargıtay 15. Ceza Dairesi E. 2017/30543  , K. 2020/5916 )

© İnternet sitesindeki tüm içerikler Üçüncü&Yiğit Avukatlık Bürosu'na aittir. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz.

Avukat, Attorney At Law, LL.M. / Hacettepe Üniversitesi Bilişim Hukuku Yüksek Lisans / Spor Yönetimi / Spor Hukuku Çalışmaları Derneği Kurucu Başkan / HukukiHaber.net ve Ankara Şehir Gazetesi Yazarı / Üçüncü & Yiğit Avukatlık Bürosu Kurucu Ortağı